Takvim çevirme
Tarih Çevirme Kılavuzu
AÇIKLAMA | ||
---|---|---|
Bu program, Miladi, Hicri ve Rumi takvimler arasında tarih çevirmek amacıyla geliştirilmiştir. Çevirme işleminin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için öncelikle çevrilmesini istediğiniz takvim türünü seçmelisiniz. Bu aşamadan sonra üç farklı düzeyde tarih çevirisi yapılabilmektedir. İlk olarak gün girilmemiş ve ay seçilmemiş ise sadece girilen yıl, ikinci olarak gün girilmemiş, ancak ay seçilmiş ve yıl girilmişse seçilen ay, son olarak da gün, ay ve yıl girilmişse girilen tarihin tamamı diğer takvimlerdeki karşılıklarına dönüştürülebilmektir. Sonuçlar yukarıdaki tabloda yansıtılacaktır. *** Tarihsel açıdan Hicri ay başlangıçlarının hesaplanmasında bir hadis dolayısıyla rüyet-i hilal ölçütü uygulanmaktadır. Rüyet-i hilal ölçütü, Hicri ayların başlayabilmesi için ayın hilal şeklini aldığının gözle görülebilir olmasını gerekli kılmaktadır. Tarih Çevirme Kılavuzu, tarih dönüştürme işlemini astronomi biliminin ölçütlerinden hareketle, ayın ve yerin periyodik hareketlerine bağlı olarak yapmaktadır. Ay başlangıçlarının saptanması, hilal şeklinin görünürlüğü kimi zaman meteorolojik koşullardan bile etkilendiği için, astronomik takvim hesabı ile Hicri takvimin tarihsel uygulaması arasında, teorik olarak, ±2 günlük sapmalar olması ihtimalini doğurmaktadır. Bu teorik ihtimal, genelde eski tarihlerin çevirisiyle uğraşan profesyonel tarihçiler tarafından bilinen genel bir bilgi olduğundan ve tarih çevirme programı esas olarak bu uzmanların kullanımı için geliştirildiğinden ötürü, programa ilişkin açıklamalar kısmında ayrıca vurgulanmasına gerek duyulmamıştı. Genelde uzman tarihçiler, eldeki hicri tarihin (eğer gün biliniyorsa) hangi gün olduğunu da dikkate alarak, tarih çevirisini kesinleştirme yoluna giderler. Örneğin Takiyuddin Rasathanesi 4 Zilhicce 987 (Perşembe) günü tahrip edilmiştir ve bunun Miladi takvimdeki kesin karşılığını bulmak istiyorsak şu yolu izlememiz gerekecektir: Öncelikle Tarih Çevirme Kılavuzu’nda bu tarihin yaklaşık çevirisini yapıp 22 Ocak 1580 (Cuma) karşılığını buluyoruz. Sonra olayın gerçekleştiği günün Perşembe olmasından hareketle kesin Miladi karşılığın 21 Ocak 1580 (Perşembe) olması gerektiğine hükmediyoruz. Eğer tarihin hangi güne denk düştüğü bilinmiyorsa, bu durumda yaklaşık çeviriyi kesin tarihmiş gibi kabul etmekten başka yol kalmadığı için yaklaşık karşılıkla yetinmek durumunda kalıyoruz. Hicri tarih çevirisinde, profesyonel tarihçilerin izlediği genel yol bu olup, TTK tarafından yayımlanan program bu sınırlar çerçevesinde milyonlarca kere test edilip güvenilirliği ispatlanmıştır. Rumi tarihlerin çevirisinde ise böyle bir sorun söz konusu değildir. Dini günlerin hesaplanmasında dayanılan esas ölçüt, yukarıdaki açıklamadan anlaşılacağı üzere, rüyet-i hilal ölçütüdür. Günümüzde Hicri aybaşları, 1978 yılında İstanbul’da yapılan “Rüyet-i Hilal Konferansı”nda benimsenen ölçütlere dayalı olarak Kandilli Rasathanesi’nce gerçekleştirilen gözlemler ve bu gözlemlere dayalı kestirimler aracılığıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından saptanmakta ve ilan edilmektedir. TTK tarafından yayımlanan çevrimiçi Tarih Çevirme Kılavuzu ise bu tarz gökbilimsel gözlemlerden hareketle değil, Kameri takvimin dayandığı matematiksel ilkelere dayalı bir algoritmayla hesap yapmaktadır. Fark; Hicri takvimin, sadece ayın göksel hareketlerini esas almayıp, dini açıdan belirleyici önemi olan rüyet, yani hilalin çıplak gözle görülebilir olmasını esas almasından kaynaklanmaktadır. “Rüyet” ölçütü, bugün rasathane tarafından ayın diğer gök cisimleriyle bir arada gösterdiği hareketleri de izleme yöntemlerinin bilimsel bir dizi ilkeye dayandırılması sayesinde, meteorolojik belirsizliklerden kurtarılmış gibi durmaktadır. Bu yüzden ileri doğru olarak da bazı Hicri tarihlerin saptanabilmesi mümkün hale gelmiştir. Ancak, önceden havanın bulutlu olması bile ayın hilal şeklinin görülmesini engellediği için, bazı Hicri ay başlangıçlarının bir gün sonraya kayması söz konusu olabilmekteydi. Diğer yandan, rüyet konusundaki uzlaşmazlıklar, günümüzde İslam aleminde bazı tarihlerin hesaplanmasındaki farklılıkların ve tartışmaların da esasını teşkil etmektedir. Ramazan ayının farklı günlerde başlaması veya bazen 29 bazen 30 gün sürmesinin arka planında Hicri takvimin hesaplanmasında kullanılan hilalin gözlenmesiyle ilgili ölçüt konusundaki uzlaşmazlıklar yatmaktadır. Sonuç olarak, ileri tarihli dini günlerin saptanmasında Diyanet tarafından ilan edilen tarihin esas alınması gerekmektedir. TTK’nın yayınladığı program eski tarihlerin çevirisinde tarihçilerin işini kolaylaştırmak amacıyla hazırlanmış olup, her yöntem veya araç gibi amacını aşan bir işe koşulduğunda yanıltıcı sonuçlar verebilir. |